Deneyimsel pazarlama tüketimi
bütünsel bir deneyim olarak ele alır ve insanların marka ile temas halinde
oldukları her noktada onların kendilerini özel ve önemli hissetmelerini
sağlayacak deneyimler yaşatılması gerektiğini ön görür.
Uzun zamandan beri firmalar
kendilerini ürün tedarik eden firmalar yerine insanlığa hizmet eden firmalar
olarak tanımlıyorlar. Örneğin; küresel kimya devleri kendilerini kimyasal üretiyor
ve pazarlıyor olmanın çok ötesinde “kimya yaratan”, “Kimyasal çözümler üreten”
ya da “Kimya hizmeti” veren şirketler olarak tanımlayarak markalarını
konumlandırıyorlar.
Deneyim Hizmetten Daha Üstündür
Kaliteli ürün tedarik etmekten tam zamanlı sevkiyata
kadar yapmış olduğunuz tüm hizmetler müşterileriniz tarafından iyi, kötü, vasat
ya da mükemmel olarak nitelendirilir ve kısa süre sonra unutulur. Bunun en
büyük nedeni; hizmetin sadece soyut olmasından değil, tüketicilerin ruhuna
dokunamamasından dolayıdır.
Ekonomik değer gelişimine göre
deneyim hizmetten sonraki en üst basamaktır.(1) Bu
nedenle, deneyim pazarlamak hizmetten çok daha farklı ve üstün bir sunudur.
Eğer siz insanlara eşsiz bir müşteri deneyimi yaşatır ve onların zihinlerinde
uzun yıllar unutamayacakları anılar yaratırsanız, ruhlarına dokunmayı
başarabilirsiniz. Böylece insanların sizi bir hizmet işletmesi olarak görmek
yerine zihinlerine bir değer olarak yerleştirmelerini ve hatırlamalarını
sağlayabilirsiniz.
Dünyayı Müşterinizin Etrafında Döndürün
Eşsiz bir müşteri deneyiminin
tüketiciye dünyanın kısmen de olsa kendi etrafında döndüğü hissi vermesi
gerekir. Eğer marka size temasta olduğunuz her noktada dünyanın siz merkezli döndüğünü
hissettirebiliyorsa, o markaya karşı olumlu duygular besler ve yakınlık
duyarsınız. Bu yakınlık da markanın ulaşmak istediği sadık müşteri profili için
atılmış ilk adımdır. Çünkü ruhuna dokunabildiğiniz insanlar sizi kendi zihinlerinde
diğerlerinden farklılaştırarak size bağlanırlar.
Bernd Schmitt’e göre de
müşteri yaşam boyu değerine dayalı kalıcı kar edebilmenin yolu da, deneyimsel
pazarlama ile insanlara beş farklı temel deneyim yaşatabilmekten geçmektedir.
Bunları; duyusal, duygusal, bilişsel, fiziksel ve sosyal deneyim olarak
sıralayabiliriz.
Beş Duyunun Tamamına Hitap Edin
Duyusal
deneyim: İnsanların görme, duyma,
koklama, tatma ve dokunma olarak bildiğimiz beş duyusuna hitap ederek onlara
deneyim yaşatmayı ön görür. Akıllı bir duyusal deneyim sunusu, insanların beş
duyusuna da hitap etmeyi gerektirir. Çünkü duyularımız arasında bizim
göremediğimiz içsel bir bağ vardır ve bu duyular birbirlerini etkileyerek
sinerji oluştururlar. Bu tanımlanamayan ilahi bağlantı nedeniyle bizler sadece
dilimizle değil aynı zamanda burnumuzla da tadarız. Sadece gözümüzle değil
kulağımızla da görürüz.
Buram buram kokan bir kahvenin
tadının da güzel olacağını düşünmemiz bu yüzdendir. Telefonda konuştuğumuz
güzel sesli birisinin görünüşünün de güzel olacağı beklentisinin altında da duyularımız
arasındaki bu gizli bağlantı yatmaktadır. Starbucks kafelerin tasarımı,
dekorasyonu, kahvelerinin tadı ve kokusu, sunuş biçimleri ve çalan müzikleri
ile 5 duyumuza da hitap etmeyi başarmaktadır.
Tüketicinin Ruhuna Dokunun
Duygusal
deneyim: Deneyimsel pazarlamanın temeli
zaten insanı sadece rasyonel karar alan birisi olmaktan çok duygusal karar alan
bir varlık olarak kabul etmeye dayanır. Etkili bir deneyim insanların
duygularına da hitap ederek onların mutlu, huzurlu, hüzünlü ya da heyecanlı
hissetmelerini sağlar.
Duygusal deneyim insanların
ruhuna hitap eder, ona dokunur. Bazen insanların kendilerini üzgün hissetmelerini
sağlamak da eşsiz bir deneyim olabilir. Duygusallık ve hüzün zihinle kalp
arasındaki köprüyü en kısa sürede kuran ve empati yaparak karşımızdakine yakınlık
duymamızı sağlayan tetikleyicilerdir.
THY’nin yapmış olduğu Iğdır havalimanı
ve Coca-Cola’nın bize ait ifadeleri içerdiği reklamları, sosyal sorumluk
projeleri ve en son Ülker’in 23 Nisan günü çocukları sinemayla buluşturma
projesi ve reklamları hep duygusal deneyim üzerine kurgulanmış stratejilerdir.
Önemli olan tüketicilerde
hangi uyaranların hangi duyguları öne çıkaracağını ve bunların hangilerinin
sizin için müşteri sadakati sağlayacağını bulabilmektir. Starbucks kafeyi pek
çok kişi kendini mutlu ve huzurlu hissettiği için tercih ediyor.
Fayda ve Çözüm Sunun
Bilişsel
deneyim: Yaratıcılığa ve zihinsel
fonksiyonlara yönelik deneyimlerdir. İnsanları düşündürmek, yaratıcılıklarını
geliştirmek, karşılaşılan problemler karşısındaki çözümleri ve söz konusu
ürünün bu çözüme katkıları üzerine kurulur. Bilişsel deneyim sayesinde ürün ile
ilgili akılcı ve mantığa dayalı faydaların da öne çıkarılması ve böylece
yaratılan duyusal ve duygusal deneyimin üzerine akla hitap eden somut bir fayda
daha eklenmiş olur.
Bir oda parfümü reklamında
derin bir nefes çekilerek hem ürünün çok güzel koktuğu ve mutluluk verdiği
vurgulanırken hem de havayı temizlediği belirtilerek bir problemin çözümüne
fayda sağladığı vurgulanır. “Kirlenmek güzeldir” sloganı ile OMO bize hem
duygusal hem de bilişsel deneyim yaşatmayı amaçlıyor.
Tarz Sahibi Yapın
Fiziksel
deneyim: Diğerlerinden farklı olarak
bizzat tüketiciye temas edilen etki alanlarında yaşanır. İnsanların yaşam
tarzlarını etkileyerek onlar için markayı anlamlı kılacak etkileşim alanları
oluşturmaktır. İnsanlar markanın kendi yaşam tarzlarının bir parçası olacağına
ya da markanın kendilerine bir tarz katacağına inanmalıdırlar.
Ünlü kişilerin oynadığı tüm
reklam veya tanıtımların amacı fiziksel deneyimi sağlamaktır. İnsanların ürün
ile ünlü arasında ilişki kurmasını sağlamak. Ünlü kişinin sahip olduğu tarzı ve
karizmayı bu ürünün sağladığı fikrini zihinlere yerleştirmektir.
Pegasus “uçmuş bunlar”
sloganlı reklamları ile sık seyahat etmeyi ucuz bir şekilde sunarak insanlara
bir tarz katmayı vaat ediyor.
Sosyal Statü Kazandırın
Sosyal
deneyim: Diğer bütün deneyimleri
kapsayıcı bir şekilde insanların ulaşmak veya ait olmak istedikleri bir sosyal
statü veya grup yaratarak onların hayallerini gerçekleştirmektir. İnsanlar o
markadan satın alarak toplum tarafından kabul edilmiş ayrıcalıklı bir statüye
sahip olmak isterler.
Starbucks’ın insanlar tarafın
bunca rakiplerinin varlığına rağmen hala daha yüksek ücretler ödenerek tercih
ediliyor olması bu yüzdendir. Ya da Harley Davidson örneğinde olduğu gibi
ayrıcalıklı bir grubun üyesi olma fırsatı sunulmaktadır.
Belki de herhangi bir yerden
daha kaliteli tişörtler çok daha ucuza alınabilecek olmasına rağmen, Lacoste
markalı tişörtlere bir amblem için çok daha yüksek ücretler ödenmesinin sebebi
de tişörtlerinin daha kaliteli olması değil toplumda oluşan bu sosyal statü algısıdır.
Ferrari ya da Porsche gibi lüks
segment otomobillerin tercih edilmesinin sebebi de sadece konfor ve güvenlik,
hız, tasarım gibi fiziksel özellikler değil sahiplerine sağlamış oldukları
sosyal statüdür.
Hangi deneyimi yaşatırsanız
yaşatın, insanlar farklı görünmekten, özel hissetmekten, ayrıcalıklı
davranılmaktan hoşlanırlar ve kararlarının büyük bir kesimini de rasyonel değil
duygusal olarak verirler.
Müşterilerinize eşsiz
deneyimler yaşatabilmek için elinizden geleni yapın. Sonuçları sizi memnun
edecektir.
Kaynakça;
PINE,
J., GILMORE, J.H., (1998), Welcome to the Experience Economy, Harvard Business
Review, 97-105.
ODABAŞI,Y. ve
BARIŞ,G.,Tüketici Davranışı, MediaCat Kitapları, 9. Baskı, İstanbul, 2010
KABADAYI,
E. T., ALAN, A.K., (2014),Deneyimsel Pazarlama: Pazarlamada Artan Önemi,
İşletme Araştırmaları Dergisi, 203-217
KOTLER, P., A’dan Z’ye
Pazarlama, Mediacat Kitapları,10. Baskı, İstanbul, 2011
YÜKSELEN, C., Pazarlama
İlkeler-Yönetim-Örnek olaylar, Detay yayıncılık, 8. Baskı, Ankara, 2010,s:124
SCHMITT, B. H. 1999,
Experiential Marketing, How To Get Customers to Sense, Feel, Think,Act, Relate,
The Free Press, New York
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder